Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
a light
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
yemeni
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
alight
(attan/arabadan) inmek.
to alight from a cab
: taksiden inmek.
alight
(kuş vb.) konmak.
a bird alighted on a branch
: dala konmuş bir kuş.
alight
(beklenmeyen anda/birdenbire) karşılaşmak, raslamak, tesadüfen/istemeyerek fark etmek.
alight upon
: birdenbire bulmak.
alight
ışıklı, aydınlık, aydınlanmış, parlak, pırıl pırıl.
a cloudless night alight with stars. Her face was alight with joy.
alight
tutuşmuş, ateş içinde, alev alev (yanmakta).
The candles are alight
: Mumlar yanıyor.
catch
DEVAMINI OKU
alight
: tutuşmak.
set alight
: tutuşturmak, yakmak, ateşe vermek.
to set a house alight
: evi ateşe vermek/yakmak.
GİZLE
bring a light
meydana çıkarmak
Verb
+45
put out a light
ışık tutmak.
show someone a light
(birisine) bilgi vermek, aydınlatmak, tenvir etmek.
strike a light
ışık yakmak, ışıtmak, aydınlatmak, (çakmak/kibrit) çakmak.
a light purse
boş para çantası
Noun
do something with a light (heavy) heart
bir şeyi seve seve (zorla) yapmak
Verb
have a light character
karakteri zayıf olmak
Verb
make a light rattling sound to tick lightly
tıkırdamak
Verb
ruin others with a light heart
kılını kıpırdatmadan başkalarını harcamak
Verb
throw a light on sth
bir şeye ışık tutmak
Verb
to have a light touch
(daktilo) zorlamadan tuşlara basma olanağı olma
translucent globe over a light bulb
fanus
(person) light as a feather
kuş gibi
as light as a feather
tüy gibi hafif
Adjective
as light as a feather
tüy kadar hafif
Adjective
as light as a feather
tüy gibi
by the light of a candle
mum ışığında
cast a doubtful light on sth
bir şey üzerinde kuşku uyandırmak
Verb
cast a new light on sth
bir şeye yeni bir ışık tutmak
Verb
flash a beam of light on sth
bir şey üzerine kuvvetli ışık tutmak
Verb
flash a sudden light upon a mystery
bir sırra aniden ışık tutmak
Verb
hide one's light under a bushel
becerisini saklamak
Verb
hide one's light under a bushel
örnek olmak istememek
Verb
hide one's light under a bushel
kendi yeteneğini gizlemek
Verb
I got a fine for going through a red light
kırmızı ışıkta geçtiğim için ceza yedim
in a good (bad) light
elverişli (elverişsiz) koşullar/şartlar altında, iyimserlikle/kötümserlikle.
He has shown himself
DEVAMINI OKU
in a good light
: İyi taraflarını gösterdi.
GİZLE
light a fire
ateş yakmak
Verb
light a wood fire
odun ateşi yakmak
Verb
make light of a piece of advice
bir tavsiyeye kulak asmamak
Verb
place sb's conduct in a false light
birinin davranışını yanlış değerlendirmek
Verb
play a search light on a road
yolu farla aydınlatmak
Verb
put oneself in a good light
yeteneklerini göstermek
Verb
put oneself in a good light
bir şeyi belirtmek
Verb
put things in a clear light
duruma daha açıklık getirmek
Verb
receive green light for a project
bir proje için onay almak
Verb
run a red light
kırmızıda geçmek
Verb, Transport
run a red light
kırmızı ışıkta geçmek
Verb, Transport
see the light of a joke
bir esprinin esas noktasını kavramak
Verb
see the matter in a new light
soruna başka bir açıdan bakmak
Verb
see things in a new light
durumun bambaşka olduğunu anlamak.
stop a neighbo u r's light
bir komşunun aydınlığını kesmek
Verb
stop a neighbour's light
komşunun ışığına engel olmak
Verb
throw a new light on a matter
bir soruna yeni bir ışık tutmak
Verb
throw fresh light on a subject
bir konuya yeni ışık tutmak
Verb
window or glass light in a ceiling
tepecamı
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun
E-Posta
*
Mesaj
Gönder